Yenilenebilir enerji yatırımlarının iklim krizine çözüm üretme potansiyeli her geçen gün artarken, uzmanlar bu projelerin çevresel ve sosyal etkilerinin daha dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Euronews Green tarafından yayımlanan son habere göre, özellikle büyük ölçekli güneş ve rüzgar projeleri tarım alanları, doğal habitatlar ve yerel topluluklar üzerinde geri dönülmez etkiler yaratabiliyor. İspanya’nın Jaén bölgesinde, zeytinlik arazileri üzerine planlanan dört dev güneş enerjisi santrali yaklaşık 100.000 zeytin ağacını tehdit ediyor. Bu durum, yerel halkın ve çevre örgütlerinin hukuki mücadele başlatmasına neden oldu.
Benzer şekilde, deniz üstü (offshore) rüzgar santralleri göç yolları üzerindeki kuş türlerini ve deniz yaşamını tehdit ederken, bu teknolojilerin inşasında kullanılan nadir minerallerin çıkarımı da çevresel tahribata yol açabiliyor. Uzmanlar, enerji geçişinin yalnızca kurulu güç artırımıyla değil; yerel ekosistemlerin, tarımın ve toplulukların korunmasıyla birlikte yürütülmesi gerektiğini belirtiyor. WWF ve diğer araştırmacıların çalışmaları, İspanya’nın tüm enerji ihtiyacını karşılayacak kapasitenin, ülkenin toplam yüzölçümünün yalnızca %2’sinde gerçekleştirilebileceğini ortaya koyuyor. Bu da doğru alan seçiminin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, yenilenebilir enerji projelerinde iklim hedefleriyle uyumlu ama aynı zamanda doğaya ve yerel halkın yaşamına saygılı, planlı ve katılımcı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği bir kez daha ortaya konuyor.
Kaynak: Euronews Green

